Kalp kası nasıl çalışır?

Kalp kası (miyokard), iskelet kası ve düz kasla bazı benzerlikler taşısa da işlevsel ve yapısal olarak benzersiz özelliklere sahiptir. Kalp kası hücreleri (kardiyomiyositler) çizgili bir yapıya sahiptir, ancak iskelet kasından farklı olarak istemsiz çalışır ve yorulmaz. Ayrıca, kalp kası hücreleri birbirine "ara diskler" (interkale diskler) ile bağlanarak elektriksel ve mekanik bir bütünlük oluşturur. Bu, kalbin senkronize bir şekilde kasılmasını sağlar.

Kalp kasının çalışması, elektriksel uyarıların üretilmesi ve iletilmesiyle başlar. Bu süreç şu adımları içerir:

• Uyarının Oluşumu: Sinoatriyal (SA) düğüm (kalbin doğal pacemaker'ı) tarafından elektriksel bir uyarı oluşturulur.
• Uyarının İletimi: Bu uyarı, atriyoventriküler (AV) düğüm, His demeti ve Purkinje lifleri aracılığıyla tüm kalp kasına yayılır.
• Kasılma (Sistol): Elektriksel uyarı, kardiyomiyositlerde kalsiyum salınımını tetikler. Kalsiyum, aktin ve miyozin filamentlerinin etkileşimine izin vererek kasılmayı başlatır. Bu, kanın kalpten pompalanmasını sağlar.
• Gevşeme (Diyastol): Kasılma sonrası kalsiyum iyonları geri emilir ve kas hücreleri gevşeyerek kalbin kanla dolmasına olanak tanır.

Kalp kası, sürekli çalıştığı için yüksek miktarda enerji ve oksijene ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç, koroner arterler aracılığıyla sağlanır. Mitokondri yoğunluğu yüksek olan kalp kası, aerobik solunumu tercih eder ve yağ asitleri gibi çeşitli yakıt kaynaklarını verimli bir şekilde kullanır.

Kalp kası, otomatik, senkronize ve yorulmayan bir yapıya sahiptir. Elektriksel uyarıların düzenli iletilmesi ve kalsiyum mekanizması sayesinde, yaşam boyu kesintisiz bir şekilde kan pompalar. Bu süreç, kalbin vücudun hayati ihtiyaçlarını karşılamasını mümkün kılar.